Bir hilal uğruna sayısız güneşlerin battığı, yüz binlerce vatan evladının birer birer toprağa düştüğü, yokluğun varlığı; maneviyatın maddiyatı; özgürlüğün sömürgeyi yendiği yer Çanakkale... Yedi düvele "Çanakkale Geçilmez!" dedirten bir büyük destan.
Dünyaya meydan okuduğumuz ve milletleri dize getirdiğimiz o zafer, Çanakkale Zaferi! Şairin "Gömelim gel seni tarihe desem sığmazsın." dizeleriyle haykırdığı müthiş bir mücadele. Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK'ün dediği gibi "Çanakkale Zaferi, Türk askerinin ruh kudretini gösteren şayanı hayret ve tebrik bir misaldir. Emin olmalısınız ki Çanakkale Muharebelerini kazandıran bu yüksek ruhtur."
Bu öyle bir ruhtur ki, çelik ve barut inancın ve azmin karşısında diz çökmüştür. Bu ruh ya şehit, ya gazi olmak için siperlere koşan yiğitlerin inancının adıdır. Bu ruhta milleti ve vatanı için daha 13'ünde, 15'inde cepheye yollanan kınalı kuzuların, Mehmetçiklerin masumluğu vardır. Bu ruhta kendi öz oğlu önüne getirilmişken, kurtarılma ihtimali daha yüksek olan diğer yaralılarla ilgilenen Doktor Tarık Nusretlerin fedakârlığı vardır. Bu ruhta, 215 kiloluk top mermisini kaldıran Balıkesirli Seyit Onbaşı'nın kuvveti ve imanı vardır. Bu ruhta 'sağ kolumu kaybettim, zararı yok, sol kolum var, onunla da pekala iş görebilirim' diyen Mehmet Çavuş'un aşkı vardır.
Aziz milletimizin tarihin akışını değiştirdiği Çanakkale Zaferi'nin 107. yıldönümüne ulaşmanın gururunu yaşarken şanlı tarihimizin ebedi kahramanları, başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarını, Türk ordusunun kahraman Mehmetçiğini, aziz milletimiz ve vatanı uğruna hayatlarını feda eden tüm şehitlerimizi bir kez daha rahmet, minnet ve şükranla anıyor, ruhlarınız şad olsun diyorum...
Ergin TAŞTEPE
İlçe Milli Eğitim Müdürü